Her işletmede olduğu gibi, resmi veya özel bütün eğitim kurumlarında da stratejik yönetim ve stratejik planlama başarı ve süreklilik için olmazsa olmaz bir yapıdır. Stratejik yönetim, kurumun gelecekte yer alacağı pozisyonu belirlemeye yönelik süreci kapsamaktadır ve sürekli iyileştirme ile kaliteye yönelik çabaların bütünüdür.
Stratejik Planlama ise, bir kurumda görev alan her kademedeki kişinin katılımını ve kurum yöneticisinin ya da işletmecisinin tam desteğini içeren sonuç almaya yönelik çabaların bütününü teşkil eder. Bu anlamda paydaşların ihtiyaç ve beklentileri, paydaşlar ve politik aktörler, kurumun misyon, vizyon ve hedeflerinin belirlenmesinde önemli rol oynar. Stratejik planlar bazı temel sorulara cevap teşkil eder,
Bu sorulara verilecek cevaplar bizi stratejik planın ve stratejik yönetimin alanına doğru çeker. Çoğu zaman misyon ve vizyon kavramları birbirlerine karıştırılır. “Misyon” bir kurumun varlık sebebidir. Misyonunu tamamlayan kurumların sonu gelmiş demektir. Vizyon ise, işletmenin ya da eğitim kurumunun varmak istediği amaç ve hedeflerdir. Stratejik yönetim ya da stratejik planlama için ise, işletmenin sonuca ulaşmak için izlediği yol ve yöntemlerin bütünüdür diyebiliriz. Stratejik planlar beş yıllık bir planlamayı öngörür. Ancak zaman zaman değişim ve düzenleme gerekirse bu değişim, dönüşüm ve düzenlemeler taktik planlama yoluyla hayata geçirilebilir İşletmeler, varmak istedikleri hedefleri belirlerken, farklılık yaratma, rekabet üstünlüğü elde edebilme, pazar payını genişletme ve katma değer yaratma gibi temel kazanımlara odaklanır. Stratejik yönetim, değişim yaratma, değişimi doğru yönetebilme ve hedefe doğru adımlarla gidebilme sürecidir. Değişim süreci bir işletme çalışanları açısından oldukça zor bir dönemdir. Mutlaka bazı riskleri de beraberinde getirir. Değişimin yol haritasını aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür.
1.İnkar
2.Direnç
3.Keşif
4.Sahiplenme
İnkar aşaması: Sanki değişim gerekmiyormuş gibi düşünme, değişim talebini göz ardı etme veya talebe tepki vermeme şeklinde ortaya çıkar aşama,
Direnç aşaması: ” Burada işler böyle gider”, ”Eski köye yeni adet getirme” veya “Nerden çıktı şimdi bu, ne güzel gidiyorduk.” gibi düşünceler hakim olduğu aşama,
Keşif aşaması: Direnç aşamasının bitiminden itibaren değişimin kaçınılmazlığının farkına varma, yeni yöntem ve teknikler geliştirme, güzel yapılan işlere karşı heyecan duyma ve yavaş yavaş destekleme güdüsü gelişen aşama,
Sahiplenme aşaması: Bu aşamada da başarıya ortak olma, yeni değişimlere açık olma ve değişimi içselleştirmeyi gerçekleştirme aşamasıdır..
Neyi değiştirmeliyiz-----------------Vizyona Ulaşma
Nasıl Değiştirmeliyiz----------------Sistematik/Tanımlı
Neler Değişebilir-------------------- Riskler
Teknolojik gelişmelere ayak uydurabilen, inovatif, girişimci ve kalite odaklı işletmeler hayatlarını sürdürürken, tanınmış, piyasa değeri çok yüksek ama değişimi gerçekleştiremeyen birçok işletmenin “Marka Çöplüğü” haline geldiğini görmekteyiz. Nokia, Ericsson, Kodak, Hitachi, Britannica Ansiklopedisi vb.bir döneme imza atan markalar maalesef artık yok.
Eğitim sektöründe de lider durumda olan pek çok markanın değişime ve dönüşüme ayak uyduramadığını, kurumsallaşmakta zorluklar yaşadığını ve varlığını marka değeri üzerinden sürdürmeye çalıştığını görmekteyiz. Eğitimde rekabeti, farklılaşmayı, inovasyonu, değişimi ve çağdaş yaklaşımları gerçekleştiremeyen kurumlar kısa bir süre sonra pazar paylarında daralmalar yaşayacaklar ve sıkıntı içerisine gireceklerdir. Birlikte öğrenmeyi başarabilen, soran, sorgulayan, düşünen, üreten, teknolojiyi yerinde kullanabilen, kendini gerçekleştirmiş, birey olma bilinci kazanmış ,sosyal sorumluluk sahibi, çevresine duyarlı, ekip çalışmasına yatkın özgüveni yüksek ve girişimci ruha sahip öğrenci yetiştiren kurumlar tercih edilen kurumlar olacak, klasik eğitim anlayışını sürdürmeye çalışan kurumlar ise sektörden ayrılmak zorunda kalacaktır.
Remzi YILDIZ
Genel Koordinatör
Eğitim Danışmanı